Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | farkında olmayan | unaware s. | ||
This is a fundamental, if surreptitious, change, of which, once again, our voters are unaware. Bu, gizlice de olsa, seçmenlerimizin bir kez daha farkında olmadığı temel bir değişikliktir. More Sentences |
||||
Genel | farkında olmayan | unconscious s. | ||
Genel | farkında olmayan | insensible s. | ||
Genel | farkında olmayan | unwitting s. | ||
Genel | farkında olmayan | unknowing s. | ||
Genel | farkında olmayan | incognizant of s. | ||
Genel | farkında olmayan | unalive s. | ||
Genel | farkında olmayan | unconversant s. | ||
Genel | farkında olmayan | unrecognizing s. | ||
Genel | farkında olmayan | unsensible s. | ||
Genel | farkında olmayan | unweeting s. | ||
Genel | farkında olmayan | innocent s. | ||
Genel | farkında olmayan | insensate s. | ||
Idioms | ||||
Deyim | farkında olmayan | blind as a bat s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | hiçbir şeyin farkında olmayan | unsuspecting s. | ||
The unsuspecting tourists fell victim to the pickpocket's scheme. Hiçbir şeyin farkında olmayan turistler, yankesicinin tuzağına kurban gitti. More Sentences |
||||
Genel | ne yaptığının farkında olmayan | unwitting s. | ||
Genel | tehlikenin farkında olmayan | unapprehensive s. | ||
Genel | (tehlike, tehdit) farkında olmayan | unsuspecting s. | ||
Genel | ne yaptığının farkında olmayan | unweeting s. | ||
Genel | korkunç bir şeyin farkında olmayan | blissfully unaware s. | ||
Proverb | ||||
Atasözü | kendinin farkında olmayan biri özgür değildir | no person is free who is not master of himself |